25 Haziran 2009 Perşembe

BENCİL BEKLENTİLER

Çok sevdiğim bir arkadaşım vefat etti. Çok çok üzüldüm. Üzüntüm, O'nu benim kadar sevdiğini bildiğim ortak arkadaşlarımızla paylaşınca büyüyecekti, derinleşecekti elbette, bunu bekliyordum; ama bu paylaşımlar sırasında farklı bir duygu:"şaşkınlık" yaşadım ki, hiç beklemediğim bu duyguyu nasıl yaşadığımı mutlaka kaydetmek istiyorum.
Ölen arkadaşımın uzun yıllar, yani neredeyse 15 yıl birlikte olduğu bir kız arkadaşı vardı. O da elbette benim için sevgili bir arkadaş.
Bu ikisi, inişli çıkışlı, eğlenceli dertli, hüzünlü sevinçli, ... anları paylaştılar. Kız sistemci, erkek maceracıydı, ilişki 15 yıldan sonra eski düzensiz düzeninde devam edemedi.
Ama yıllar içinde birbirlerine o derece yakınlaşmışlardı ki, -hatta yalnız birbirleri ile değil aileleri ile de-; ayrılmış olmalarına ve farklı kentlerde yaşamaya başlamalarına rağmen birbirlerine tamamen küsmemişler, bağlantılarını sürdürmüşlerdi. Hiçbiri yeni bir ilişki içine girmemişti.
Erkeğin vefatını ortak bir çocukluk arkadaşımız haber verdi. Aynı kentte yaşıyorlardı ve vefat henüz gerçekleşmişti.
Eski kız arkaşının haberi var mıydı acaba? Mutlaka cenaze merasimine katılmak ister, veya imkan yoksa erkeğin ailesinin acısını paylaşırdı.
Ben de kendisine taziyet bildirmek ve O'nun acısını paylaşmak istiyordum.
Telefon ettim. Ağzından şu sözler döküldü: "A, demek o yüzden babamın cenazesine gelmedi."
Ben ne diyorum, sen ne diyorsun demek geldi içimden, daha şaşkınlığımı atamadan "geçen hafta da babamı kaybettik, ben de neden cenazeye gelmedi diyordum" dedi.
Kendi kendime, demek babasının acısı da çok taze ve derin, eski erkek arkadaşıyla paylaşmayı arzu etmiş ve paylaşamayınca üzülmüş deyip konuyu kapattım.
1 saat sonra tekrar aradığında, tamam şimdi gerçeğe döndü, cenaze zamanını , yerini vb. soracak diyordum ki, O yine, vefat tam ne zaman? dün mü! e, o halde neden babamın cenazesine gelmedi? allahallah ben de çok merak etmiştim, mutkaka gelir diyordum, demek ölmüş de onun için gelememiş gibi ifadelerle beni şaşırtmaya devam etti.
Şimdi ben ne diyeyim? madem bu kadar bencilsin, ölümünü bile senin beklentilerini karşılamasına engel olan sıradan bir olay olarak gördüğün biriyle, 35-50 arasındaki en önemli yıllarını nasıl geçirdin? Eğer ilişki senin istediğin gibi evlilikle sürseydi şimdi kocan ölmüş olacaktı.
Yanlış düşünüyorsam, ki inşallah; sana nasıl soracağım da, seni anlayacağım? Soramazsam, bu konunun bu haliyle kalması hoşuma gitmeyecek. başka birşey eklemek istemiyorum. Zaten bu konu riya/nezaket konusunun yerini kaptı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder