13 Eylül 2011 Salı

KAŞ YAPMAKLA GÖZ ÇIKARMAK ARASINDA (1)

Dünyada kaç idareci ruh eşini yardımcı olarak yanında bulmuştur acaba?.. kaçı bildiği her şeyi aktarmak, düşündüğü her şeyi paylaşmak istemiştir? O büyüyüp, geliştikçe başarılarıyla heyecanlanmış, kulağı geçen boynuzla mutlanmıştır kimbilir...

Ben bu şansı yakalamış, yaşamış olmaktan çok mutluyum. Hani sanki programlanmış bir buluşma gibi bu ilişki, Allah tarafından...

Biliyorum ki, bu ilişkinin en önemli boyutlarından biri "koşulsuz güven"; ama geldim gördüm ki, bu koşulsuz güven beni üzüntüden yiyip bitiriyor.
Gereği için kendisinde duran bir emanet kayboluvermiş, olur ya... Zaten işe yaramak için bekliyordu.

Taa 1 yıl önce. Yani bütün bir yılı bu kaybın stresiyle geçirmiş. Ben alışkın olduğumuz sıklıkta görüşememeyi, kanatlarının onu çok uzaklara götürecek kadar güçlendiğine, artık yavaş yavaş vaktinin bana yetmediğine bağlayıp, buna da sevinirken, ama bir yandan da özlerken ve yanıbaşımda olmasını isterken, O meğer benim yüzümden benimle görüşemez olmuş.

Herşeyi yerli yerine koyunca dün buluştu benimle. Ancak anladım 1 yıldır neden buluşamadığımızı. Bir yandan çok gurur duydum kendisiyle, bir yandan üzüldüm benimle paylaşmadığına.

Sanırım beklerdim ki, benim için önemli olanın, her zaman hayran olduğum o çok sade, hayatı ve hayat içinde karşılaştığı olumlu olumsuz tüm değişkenleri olduğu gibi kabul eden haliyle yanımda olması olduğunu bilsin, benden gizli, benden uzak, benimle ilgili çabalara hiç girmesin.

Şimdi bakalım sorumluluğu benim üstüme atınca, ben nasıl kırmadan, üzmeden, zararını telafi edeceğim.

Umarım bu istenmedik olay beraberliğimize resmi bir boyut kazandırmaz, hala birbirimiz için ölçüsüz, kalıpsız, sınırsız yakınlığımız devam eder.